Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"
Temel Londra'da otelin birinin odasında kara kara düşünüyor. 'Ulan' diyor, __Ben aşağıdan içki isterken Laz olduğum anlaşılır mı acaba? Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor... __Bana bir fvisku,,,,,yok böyle anlarlar __Bana bir raki......'yok' diyor 'böyle de anlarlar. __Bana bir bira.... Tamam diyor böyle iyi anlamazlar.... Ve aşağıya iniyor, masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor. Barmen bana bir bira. Barmen Temeli biraz süzdükten sonra soruyor: __Birader sen laz mısın? Temel _uuuy nasıl anladın diyor; _burası resepsiyon da bar karşıda......!
Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin'in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar. "Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz "Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız'a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin'e dileyini söyler. "Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der.
Temel eczacılık fakültesini bitirmiş. Fakat eczane açacak parası yok, Girmiş bir eczaneye: - Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormuş. Birgün eczacı Temel'e: -Kardeşim senin derdin ne? -Burayı bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmış,birkaç gun sonra Eczaneyi satan a dam içeri girmiş,Temel'e: -Siz de soğan varmı? demiş... Temel adama 'biz de soğan var ama senin reçeten var mı?'demis....
Bir Amerikalı, bir Rus, ile Temel hotelde kalırken gece yarısında yangın çıkar. Panik içinde yukarı katlara koşarlar, ama kurtuluş yok. Çaresizlik içinde Amerikalı, odada duran bir şemsiye bulur, Başka şansım yok diyerek şemsiyeyi açıp atlar. Şemsiye sağlam çıkar. Onu parasüt gibi kullanarak Amerikalı sağ salim yere varır. Bunu gören Rus, yandaki odada başka bir şemsiyeyi bulup parasüt gibi kullanarak o da kurtulur. Ikisi de yukarıya bakarak merak içinde Temel'i beklerken yakınlarına hızla düşen bir cisim birden bire yere çarpar. Gidip bakarlar: Temel mis, Hayatta ama kan revan içinde ve her tarafı kırık. Amerikalı -"Ne oldu?" diye sorunca Temel, -"Şemsiye bulamadım. Ama dolapta yağmurluk vardı" demiş.
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş: "Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın..." Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış: "Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun?" "Hayır", demiş çocuk, "ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da…"
Temel ormanda agaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun; -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış; - Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..
Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."
Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış: -"Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?" -"Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş şeytan. -"Olur mu en iyi futbolcular bizde, ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde..." Şeytan şeytanca gülümsemiş: -"Ama bütün hakemler de bizde..."
Küçük Ahmet, bakkala öfkeyle sordu: -Neden hep küçük yumurta veriyorsun? -Tasimasi , kolay olur da ondan. Ahmet eksik para verip yumurtalari alip giderken bakkal seslendi: -Ama sen eksik para verdin. Küçük çocuk arkasina dönüp gülerek: "Para daha çabuk sayilir.
Baba insanlar bu adama neden kızıyorlar?
Hakeme taş attı da o yüzden.
Ama isabet ettiremedi ki?..
O yüzden kızyorlar ya!..
Görevli çavuş,teftiş öncesi saf er Mehmet'e bazukanın parçalarını ezberletmeye çalışıyormuş.En çok ta "alev örten huni"de zorlanmışlar.Teftiş günü gelmiş.Birliği dolaşan general,bazukanın başındaki Mehmet'in karşısına gelince o parçayı gösterip sormuş;
"Bu nedir?..
Mehmet gururla cevaplamış;
"Alifortonfoni,komutanım!...
Çavuşluk sınavında bütün sorulara iyi kötü cevap veren Recep'e, albay da bir soru sormak ister:
Oğlum, rütbeleri asttan üste doğru bir saysana?
Cevap hemen gelir:
Onbaşı, yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı, albaşı...
Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."
Bir devrin tüm as ve klas futbolcuları cennette buluşmuş. Cennetin baş meleği de futbol meraklısıymış. Şeytanı çağırtmış: -"Cennetle cehennem arasında bir maç düzenleyelim ne dersin?" -"Boşuna oynamayalım, biz kazanırız", demiş şeytan. -"Olur mu en iyi futbolcular bizde, ne kadar da kötü futbolcu varsa sizde..." Şeytan şeytanca gülümsemiş: -"Ama bütün hakemler de bizde..."
Küçük Ahmet, bakkala öfkeyle sordu: -Neden hep küçük yumurta veriyorsun? -Tasimasi , kolay olur da ondan. Ahmet eksik para verip yumurtalari alip giderken bakkal seslendi: -Ama sen eksik para verdin. Küçük çocuk arkasina dönüp gülerek: "Para daha çabuk sayilir.
Baba insanlar bu adama neden kızıyorlar?
Hakeme taş attı da o yüzden.
Ama isabet ettiremedi ki?..
O yüzden kızyorlar ya!..
Görevli çavuş,teftiş öncesi saf er Mehmet'e bazukanın parçalarını ezberletmeye çalışıyormuş.En çok ta "alev örten huni"de zorlanmışlar.Teftiş günü gelmiş.Birliği dolaşan general,bazukanın başındaki Mehmet'in karşısına gelince o parçayı gösterip sormuş;
"Bu nedir?..
Mehmet gururla cevaplamış;
"Alifortonfoni,komutanım!...
Çavuşluk sınavında bütün sorulara iyi kötü cevap veren Recep'e, albay da bir soru sormak ister:
Oğlum, rütbeleri asttan üste doğru bir saysana?
Cevap hemen gelir:
Onbaşı, yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı, albaşı...
Temel ormanda agaç kesiyormuş, o sırada çevreciler de ormanda yürüyüşe çıkmışlar, Temel'i bu vaziyette görünce bir güzel pataklamışlar... Temel üstü başı perişan halde köye dönerken Dursun a rastlamış, Dursun; -Ula Temel bu ne hal böyle? diye sormuş, Temel de anlatmış; - Ormanda ağaç keseydum, birden kalabaluk pir grup Doğan'ın yengesini bozmişum diye dövdü peni, halbuki ne Doğan'ı taniyruuum, ne de yengesuni..
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş: "Kendini geri zekalı hisseden varsa ayağa kalksın..." Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış: "Sen kendini geri zekalı mı hissediyorsun?" "Hayır", demiş çocuk, "ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da…"
Bir Amerikalı, bir Rus, ile Temel hotelde kalırken gece yarısında yangın çıkar. Panik içinde yukarı katlara koşarlar, ama kurtuluş yok. Çaresizlik içinde Amerikalı, odada duran bir şemsiye bulur, Başka şansım yok diyerek şemsiyeyi açıp atlar. Şemsiye sağlam çıkar. Onu parasüt gibi kullanarak Amerikalı sağ salim yere varır. Bunu gören Rus, yandaki odada başka bir şemsiyeyi bulup parasüt gibi kullanarak o da kurtulur. Ikisi de yukarıya bakarak merak içinde Temel'i beklerken yakınlarına hızla düşen bir cisim birden bire yere çarpar. Gidip bakarlar: Temel mis, Hayatta ama kan revan içinde ve her tarafı kırık. Amerikalı -"Ne oldu?" diye sorunca Temel, -"Şemsiye bulamadım. Ama dolapta yağmurluk vardı" demiş.
Temel eczacılık fakültesini bitirmiş. Fakat eczane açacak parası yok, Girmiş bir eczaneye: - Beyefendi sizde soğan var mı? Adam Temel'i başından savmış.Temel bu durur mu? Hergün yeni saçma soru larla geliyormuş. Birgün eczacı Temel'e: -Kardeşim senin derdin ne? -Burayı bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmış,birkaç gun sonra Eczaneyi satan a dam içeri girmiş,Temel'e: -Siz de soğan varmı? demiş... Temel adama 'biz de soğan var ama senin reçeten var mı?'demis....
Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin'in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar. "Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz "Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız'a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin'e dileyini söyler. "Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der.